Nonfarmakolojik Yönetimi

Parkinson hastalığı (PH), hasta ve aile eğitimi, destek grubu hizmetleri, genel sağlık
bakımı, egzersiz ve beslenme dâhil olmak üzere geniş tabanlı bir yönetim gerektiren kronik
bir bozukluktur. PH tedavisi farmakolojik olmayan, farmakolojik ve cerrahi tedaviye
ayrılabilir. Nonfarmakolojik tedavi olarak hasta eğitimi, psikolojik destek, egzersiz ve fizik
tedavi, konuşma terapisi ve beslenme düzeni sayılabilir.
EĞİTİM
Birçok birey Parkinson hastalığı (PH) hakkında bilgi sahibidir. Kronik ve ilerleyici bir
nörolojik hastalığa sahip olma olasılığı korkutucudur. Hastaya ve aileye bazı anlayış ve
bozukluk üzerinde kontrol sağlamak için eğitim önemlidir.
DESTEK
Parkinson hastalığı (PH) olan kişinin ve ailesinin duygusal ve psikolojik ihtiyaçları ele
alınmalıdır. Öfke, depresyon, anksiyete ve sosyal ve ekonomik kaygıların normal
reaksiyonları sıklıkla hastalığın başlangıcıyla başlar ve hastalık ilerledikçe artar. Bakıcıya
destek, hastanın artan ihtiyaçlarıyla başa çıkmayı öğrendiği için özellikle önemlidir. Destek
grupları, diğer hastalarla veya benzer deneyime sahip ailelerle etkileşime izin vermek ve
yararlı eğitim bilgilerine erişim sağlamak için özellikle değerlidir. Hastanın ve / veya ailenin,
kronik hastalıklarla uğraşan bir psikolog veya psikiyatrik bir sosyal hizmet uzmanına
yönlendirilmesi, bazı durumlarda uygun olabilir. 

EGZERSİZ VE FİZİK TEDAVİSİ
Düzenli egzersiz, fiziksel ve zihinsel olarak hastanın iyi olma hissini arttırır; PH’nın
kronik yapısı ve ilişkili ilerleyen motor sınırlamaları nedeniyle özellikle değerlidir. Egzersiz
akinezi, rijidite veya yürüme bozukluğunun ilerlemesini yavaşlatmayabilir, ancak omuz, kalça
ve sırt ağrısı gibi rijidite ve esneme postürünün bazı sekonder ortopedik etkilerini
hafifletebilir ve ayrıca bazı motor fonksiyonların işlevini de artırabilir.
KONUŞMA TERAPiSi
Dizartri ve hipofoni, PH’nın yaygın belirtileridir. Yapılan çalışmalarda PH’lı hastalarda
konuşma tedavisinin konuşma sesini iyileştirmede yardımcı olabileceği saptanmıştır.
BESLENME 
Parkinson hastalığı gibi kronik hastalığı olan yaşlı hastalar, yetersiz beslenme ve kilo
verme riski altındadır. Bu sorunun bilincinin tanınması ve yönetimi, kemik ve kas
kütlesinin kaybını önlemek için önemlidir. Yüksek lifli diyet ve yeterli hidrasyon, PH

kabızlığını yönetmeye yardımcı olur. Gastrik boşalmayı yavaşlatan ve ilaç emilimine
müdahale eden yüksek yağlı yemeklerden kaçınılmalıdır. Amino asitlerin L-dopa
emilimini azalttığı ileri hastalık ve motor dalgalanmalarına sahip bazı hastalarda dışında,
diyette protein kısıtlaması gerekli değildir.